Kurban kesecek müslüman, kurbanlık hayvanı incitmeden kıbleye karşı yatırır. Ayakta olarak :
“ Bismillahirrahmanirrahim ” dedikten sonra biliyorsa “ İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbil âlemîn ” Âyet-i Celîlesini okur ve şöyle niyet eder:
“ Yâ Rabbî, şu vücudum sana karşı o kadar isyan etti ki, affedilmem için bu vücudumu sana kurban etmem icabediyor. Fakat sen Kitab'ınla insanın kurban edilmesini haram kıldığından, vücuduma bedel olarak bu hayvanı senin rızan için kesiyorum. Kabul buyur yâ Rabbî ” dedikten sonra üç defa “ Allahü ekber, Allahü ekber, lâilâhe illâllahü vallâhü ekber, Allahü ekber velillâhil hamd ” diye tekbir alır ve “ Bismillâhi Allâhü ekber “ der ve kurbanı keser.
Burada dikkat edilmesi gereken iki husus daha vardır:
1- Kurbanlık hayvan kesileceği yere incitilmeden götürülmeli ve önceden hazırlanmış keskin bıçak ile kesilmeli, eziyet ve zahmet verilmemelidir.
2-Fazla eziyete sebebiyet vermemek için hayvan kesilir kesilmez hemen yüzmeye başlamamalı, haraketleri sükun bulduktan sonra soymalıdır.
Kurban kesen müslüman, kurban kesilip yüzüldükten sonra Allah rızası için iki rek'at namaz kılar. Namazın birinci rek'atında Fatiha'dan sonra Kevser sûresini (İnnâ a'taynâ kel kevser), ikinci rek'atta Fatiha'dan sonra İhlâs sûresini (Kul hüvallâhü ehad) okur.
Bu namaz Allah'a şükür secdesi makamında menduptur. Yine kurban kesen müslümanın o gün ilk olarak kurbanın ciğerinden yemesi menduptur. Kurbanın eti üçe taksim edilerek, bir bölümü evde çoluk-çocukla yenilmeli, bir bölümü civardaki (kurban kesemeyen) fakir müslümanlara verilmeli geriye kalan bölümü eşle-dostla yenilmeli veya hediye edilmelidir. Gerekirse Hıristiyan komşulara verilmeli.
Müşterek kesilen kurbanların etleri, ortaklar arasında tartılmak suretiyle eşit ağırlıklarda ayrılmalıdır ki, birbirlerine hakları geçmemiş olsun. Ayrıca et taksimâtını yaptıktan sonra ihtiyâten helâlleşmeleri daha muvâfık olur.
Kurbanlık hayvanda aranan vasıflar ve dikkat edilecek husûslar şunlardır:
Bir gözü görmiyen, topal olup yürüyemiyen, dişlerinin yarısı yok olan, gözünün, kulağının veya kuyruğunun çoğu, ön veya arka bir ayağı kesilmiş olan, çok zayıf olan hayvan kurban olmaz.
Koyunun, keçinin bir yaşını, sığırın iki yaşını geçmiş olması lâzımdır. Altı ayı geçmiş koyun, iri, semiz ise, câiz olur. Kesilen hayvandan çıkan yavru diri ise, kesmek lâzımdır. Ölü ise, yenmez.
Satın alırken kusûrlu ise veya kesmeye uygun olarak alınıp sonradan, kesmeye mâni' bir kusûr hâsıl olursa, zengin kimse bir başkasını alıp keser.
Adak olan kurban kusûrlu olursa, zengin de, fakîr de onu keser. Adak ölürse, başka almaları îcâb etmez.
Sayısız nimetlere karşı Allah'a şükretmemiz, insanın geçen seneden bu seneye kadar hayatta kalışına şükretmesi ve günahlarının bagışlanması için kurban kesiyoruz.
Kurban kesmek aynı zamanda Allah'a teslimiyetin bir ifadesidir. Hz. Ibrahim (a.s.) ile oglu Hz. Ismail (a.s.) Allah'a o derece teslim olmuşlardı ki, biri öz evladını sadece Allah rızası için kurban etmek, digeri de Allah'ın emrine canı pahasına uymak niyetindeydiler. İşte kurban, bu teslimiyetin bir lütfudur.
Allah'a ulaşacak olan; kurbanın eti, derisi, kanı değil, kurban vesilesiyle kulun takvasıdir. Hacc süresinin 37. ayetinde buna dikkat çekilmiştir.
Kurban nisâbina mâlik olan kimsenin kurban kesmesi vâcibdir. Zarûretsiz kurban kesmemek günâh olur.Kurban kesmesi vâcib iken, içindekilerin kurban kesmedigi ev, inliyerek, sâhibine bedduâ edip, “Kurban kesmedigin gibi Cenâb-i Allah sana iyilik yapmayi nasîb etmesin!” der. O ev, o yil belâlara düçâr kalir. Kurban kesenin evi ise, memnun olur, sâhibine hayir duâ eder. Bu bakimdan kurban kesmeyi bir nimet bilmelidir! Kurban kesen, kendini cehennemden azat etmiş olur.
Hadîs-i serîflerde buyuruldu ki:(Cimrilerin en kötüsü kurban kesmiyendir.) [S.Ebediyye] (Hâli vakti yerinde olup da kurban kesmiyen, namaz kildigimiz yere gelmesin!) [Hâkim]
(Kurbanin postunun her kilina ve her parçasina bir sevâb vardir.) [Hâkim]
(Kurbanlariniz, semiz olsun. Onlar, Sirâtta bineklerinizdir.) [Zâd-ül mukvîn]
(Kurbanin derisindeki her tüy sayisinca size sevâb vardir. Kaninin her damlasi kadar mükâfat vardir. O sizin mîzâniniza konacaktir. Müjdeler olsun!) [Ibni Mâce]
(Kurbanlarinizi gönül hoslugu ile kesin! Çünkü hiç bir müslüman yoktur ki, kurbanini kibleye döndürüp kessin de, bunun kani, boynuzu, yünü, her seyi kiyâmette kendi mîzânina konan sevâbi olmasin!) [Deylemî]
(Sevâb umarak kurban kesen, Cehennemden korunur.) [Taberânî]
(Kurban bayraminda yapilan amellerden Allahü teâlâ katinda kurban kesmekten daha kiymetlisi yoktur. Daha kani yere düsmeden Allahü teâlâ , onu muhâfaza eder. Onunla nefsinizi tezkiye edin, onu seve seve kesin!) [Tirmizî]
(Kurbanlarin en hayirlisi boynuzlu koçtur.) [Ibni Mâce]
(Akrâba ziyâreti hâriç, kurban bayraminda, kurban kesmekten daha iyi amel yapilamaz.) [Taberânî]
(Yâ Fâtima, kurbaninin yanina git! Kesilirken orada bulun! Yere akacak ilk kan damlasi ile, geçmis günâhlarin affedilir.) [Ibni Hibbân]
(Kesilen kurban, Kiyâmette, etiyle, kaniyla 70 kat büyüyerek mîzâna konur.) [Isfehânî]
Koyun ve keçi yalnız bir kişi için kurban edilir. Bunlarda ortaklık câiz değildir.
Sığır, manda ve devede ise birden yediye kadar (yedinci kişi dâhil) ortak olabilir. Yalnız ortakların hepsinin niyeti Allah rızâsı için kurban kesmek olmalıdır. Eğer ortaklardan biri et için ortak olmuşsa, o zaman hiçbirinin kurbanı sahih olmaz.
Kurban akıllı, hür ve mukim olan, aslî ihtiyaçlarından fazla nisap miktarı mal veya paraya sahip (yani Kurban Bayramı günlerinde bir kurban alıp kesebilecek durumda olan) kadın-erkek her müslümana kurban kesmesi vâciptir.
Kurban şu dört cins hayvanlardan olur :
1 - Koyun (Bir yaşını doldurmuş olması lâzımdır. Ancak anası kadar gelişmiş ve 6 ayını doldurmuş bir kuzu da kesilebilir)
2 - Keçi (Bir yaşını doldurmuş olması lâzımdır)
3 - Sığır-manda ( İki yaşını doldurmuş olması lâzımdır)
4 - Deve (Beş yaşını doldurmuş olması lâzımdır)
Bunlardan başka (Tavuk, Ördek, Kaz vb.) hayvanlardan kurbanın hiçbir nev'i (yâni vâcip, adak, akîka) câiz olmaz.